GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) TATLANDIRICI VE DİET, LIGHT ÜRÜNLERİN TÜKETİMİ

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) TATLANDIRICI VE DİET, LIGHT ÜRÜNLERİN TÜKETİMİ

HAMİLELİKTE YAPAY TATLANDIRICI VE DİET (LIGHT) ÜRÜNLERİN KULLANIMI
Tatlandırıcılar günümüzde light veya diet diye adlandırılan edilen yiyecek ve içeceklerde çok sık olarak kullanılmaktadır. Yapay tatlandırıcı denilen bu maddeler eklendikleri ürüne tat verirler ancak şeker içermedikleri için kalori vermezler. Bu maddelerden en sık kullanılanı aspartamdır. Aspartam dışında sukraloz, sakkarin, asesulfam, potasyum, steviosid gibi tatlandırıcı maddeler de vardır. Bu talandırıcı maddelerin anne ve bebek üzerinde yan etkileri gösterilememiştir. Ancak bu güne kadar yan etkileri gösterilememiş olması yüzde yüz güvenilir oldukları manasına gelmez, bu nedenle gebelikte kullanılmamasını önerir çoğu uzman.

Sakkarin ile ilgili bazı deneylerde bebekte mesane kanserini arrtırabileceği yönünde sonuçlar elde edilmiştir. Bu nedenle içlerinde en çok kaçınılması gereken sakkarindir.

Amerikan Pediatri Akademisi ve Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) aspartamın gebelikte ve emzirme döneminde kullanımının hem anne hem bebek açısından güvenilir olduğu görüşündedir. Aspartamın yıkımı sonucu oluşan metanolün bir alkol olması başlarda şüphe yaratsa da çok düşük seviyelerde oluştuğu için (hatta meyvelerin yıkımı sonucunda da oluşan bir maddedir) zararsız olduğu kanısına varılmıştır.

HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) ÇAY İÇMEK ZARARLI MI?

HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) ÇAY İÇMEK ZARARLI MI?

Hamilelikte çay tüketimi bebeğe zarar verir mi?
Çay ülkemizde sudan sonra en yaygın tüketilen içecektir, bu nedenle gebelik döneminde de vazgeçilemeyecek bir içecek pozisyonundadır. Çay gebelikte de güvenle tüketilebilecek bir içecektir ancak sınırsız miktarda değil, bunun nedeni içerdiği kafein maddesidir. Kafeinin hamilelerde günde 200 mg'dan fazla alınmasının düşük v.b risklerle ilgili olabilmesi nedeniyle gebelikte günlük çay milktarını bu sınırı geçmeyecek kadar sınırlamak gerekir.

Hamilelikte ne kadar çay içilebilir?
Sİyah çaydaki kafein miktarı yeşil çaydan daha fazladır bunun nedeni siyah çayın üretim aşamasında soldurma denilen işleme tabi tutulmasıdır. Yaklaşık olarak bir çay bardağı siyah çay 40 mg kafein içerirken  bir bardak yeşil çay 20 mg kafein içerir. Buna göre gebelikte günde en fazla 5 bardak siyah çay veya 10 bardak yeşil çay tüketilmelidir.

HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) KAHVE İÇMEK ZARARLI MI?

HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) KAHVE İÇMEK ZARARLI MI?

Hamilelikte kahve (veya türk kahvesi) tüketimi bebeğe zarar verir mi sorusu anne adayları tarafından çok sık sorulan bir sorudur. Gebelikte kahve tüketimi hakkında kuşku duyulmasının en önemli nedeni içerisinde bulunan kafein maddesidir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki hamielikte günde 200 mg'a kadar kafein almanın bir zararı yoktur. Hamile olmayan insanlarda günlük alınabilecek kafein sınırı 300 mg'dır. Aşağıdaki listede çeşitli içeceklerin içerdiği kafein miktarları verilmiştir. Buna göre hamileyken günde en fazla 2-3 fincandan fazla olmamak şartıyla kahve içmenin bir zararı yoktur. Çayda kafein kahvenin yaklaşık yarısı kadar bulunduğu için günde 5-7 bardak çay içilebilir. Siyah çayın işleme aşamasında kafein miktarı artar. Siyah çayın kafein miktarı yeşil çayın kafein miktarından daha yüksektir. Gebelikte her türlü yiyecek ve içeceğin aşırı tüketiminden kaçınmak gerekir. Kafeinin aşırı tüketiminin gebelikte düşüğe neden olabileceğini bildiren araştırmalar vardır.

Kahve ve çay çeşitlerindeki kafein miktarı:
1 fincan filtre kahve : 135-200 mg
1 fincan espresso : 100 mg
1 fincan cappuccino: 100 mg
150 cc hazır kahve : 60 mg
2 gram Nescafe® ile hazırlanan kahvede: 50-70 gram kafein bulunur
1 fincan Türk kahvesi : 60 mg
150 cc Dekafeine (kafeini alınmış) kahve : 5 mg
1 fincan siyah çay: 40 mg
1 fincan yeşil çay: 20 mg

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) KAFEİN TÜKETİMİ

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) KAFEİN TÜKETİMİ

HAMİLEYKEN KAFEİN ALMAK ZARARLI MI?
Kafein kahve , bazı çaylar, kola ve çikolatada bulunur. Gebelikte aşırı kafeinin sakıncalı olabileceği konusunda bazı çalışmalar vardır. Hayvanlarda yapılan çalışmalarda düşük riskini arttırabildiği, erken doğuma sebep olabildiği, doğumsal anomalileri arttırabildiği hatta gebe kalmayı zorlaştırabildiği (infertilite) gösterilmiştir. Her içecek yada yiyecekteki kafein oranı farklılık gösterir. Burada bahsedilen aşırı dozdan kasıt genellikle günde 200 mg'dan fazla kafein olmakla beraber gebelerin kafeinli içeceklerden mümkün olduğunca uzak durmalarında fayda vardır. Ancak günde 1-2 fincan kahve, 5-6 bardak çay, az miktarda kola, çikolata alınabilir, aşırı tüketmekten kaçınmak gerekir.

Hamileler günde 200 mg'dan fazla kafein almamalıdır. Hamile olmyan insanlar günde 300 mg'dan fazla kafein almamalıdır.

HAMİLELİKTE DONDURMA YEMEK ZARARLI MI?

HAMİLELİKTE DONDURMA YEMEK ZARARLI MI?

GEBELİKTE DONDURMA YEMEK ZARARLI MI?
Hamileler tarafından özellikle yaz aylarında en sık merak edilen ve sorulan konulardan birisi dondurma tüketimi konusudur. Hamileler dondurma yiyebilir mi? Hamileler dondurma yemeli mi, yemek zorunda mı? Hamilelikte dondurma anne karnındaki bebeğe zarar verir mi? Dondurma bebeğin üşümesine sebep olur mu, dondurma fazla yiyince bebek üşür mü? gibi çok çeşitli formlarda sorular hamileler tarafından merak edilebilmektedir.

Özet olarak: Dondurma hamileler ve diğer insanlar için belirli miktarda tüketildiğinde zararsız olan en masum tatlı besinlerden birisidir. Ancak her besin gibi gereğinden fazla tüketildiğinde başta aşırı kilo alımı olmak üzere çeşitli zararları da beraberinde getirebilir. Hamileler açısından içerdiği maddeler veya soğuk olmasından ötürü özel bir önem arzetmez, hamilelere özel bir zararı yoktur. Dondurma diğer insanlar için nasıl değerlendiriliyorsa hamile kadın ve karnındaki bebek için de aynı şekilde değerlendirilir.

Dondurma yersem bebek üşür mü? Bebeğe zarar verir mi?
Nadiren hamile bayanlar tarafından merak edilen bir sorudur? Alınan bütün yiyecekler ve içecekler öncelikle annenin midesine, barsaklarına geçer, barsaklarda sindirim sonucu emilen maddeler annenin kanına geçer ve anne kanından da plasenta (bebeğin eşi) yardımıyla bebeğe gerekli maddeler iletilir. Yani hiçbir yiyecek veya içecek direk olarak bebeğe gitmez veya rahime gitmez. Dolayısıyla soğuk veya sıcak yiyeceklerin rahim ve bebek etrafında etki oluşturması bebeği üşütmesi veya sıcaklatması imkansızdır. Zaten anne tarafından alınan besinler soğuk veya sıcak olsa da mideye ulaştıktan kısa süre sonra normal vücut ısısına ulaşır.

Hamilelerin dondurma tüketiminde dikkat etmesi gerekenler:
- Haftada 1-2 kereden fazla dondurma tüketilmemelidir, aşırı kalori alımından dolayı anne ve bebeğin normalin üzerinde kilo almasına neden olabilir. Hamilelilkte aşırı kilo almanın zararları hakkında detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
- Bir seferde 1-2 kaşıktan fazla miktarda tüketilmemelidir.
- Hamileler kalsiyum ihtiyacını süt ve yoğurt gibi süt ürünlerinden karşılamalıdır, dondurmadan değil. Bu konuda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
- Besin zehirlenmesi gibi durumlarla karşılaşmamak için son kullanma tarihi geçmemiş ve hijyen kurallarına uyan güvenilir yerlerden alınarak tüketilmelidir.
- Pastörize edilmemiş sütlerle yapılan dondurmalardan listeria enfeksiyonu meydana gelebilmektedir! Buna dikkat edilmelidir.
- Yediğiniz dondurmanın artan kısmını buzdolabında veya derin dondurucuda saklayarak daha sonra tekrar tüketmeyin. Bu şekilde bakteri üremesi ve enfeksiyonlar meydana gelebilir. Satın aldığınız dondurmayı bir seferde tüketin.

GEBELİKTE ÇİKOLATA YEMEK


GEBELİKTE ÇİKOLATA YEMEK

HAMİLELİKTE ÇİKOLATA TÜKETİMİ ZARARLI MI?
Çikolata içerdiği kafein, teobromin gibi maddeler nedeniyle insan vücudu üzerinde çeşitli etkilere sahiptir. Bu etkileri zaman zaman araştırmalara konu olmuştur. Gebelik üzerinde etkileri konusunda da bazı araştırmalar yapılmıştır. Bu konuda son yapılan araştırmalardan birisi 2008 yılında Yale Üniversitesinde yapılan araştırmadır. Bu araştırma sonucunda gebelik sırasında çikolata tüketiminin  olumlu etkileri olduğu tespit edilmiştir. 2291 hamile bayan üzerinde yapılan bu çalışmada çikolata tüketen annelerde preeklampsi (gebelikte yüksek tansiyon, gebelik zehirlenmesi) daha az görülmüştür. Bu çalışmada ayrıca bebeklerin kordon kanında teobromin düzeyine bakılmıştır ve teobromin düzeyi yüksek olan gebeliklerde preeklampsinin az görüldüğü bildirilmiştir. Teobromin çikolatada bulunan bir metilksantin türevi maddedir, özellikle bitter çikolatada daha fazla bulunur. (Kaynak)

Bunun yanı sıra çikolata, kahve, kolada bulunan kafein maddesinin aşırı tüketiminin gebelik üzerinde düşük, erken doğum gibi olumsuz etkileri olabileceği bazı araştırmalarda gösterilmiştir. Ancak az veya orta düzeyde tüketmenin bir sakıncası yoktur. Günde 1-2 bardak kahve veya kola benzeri içecekler tüketilebilir.

Özet olarak çikolatada bulunan teobrobin maddesinin gebelik üzerinde olumlu etkilerini kanıtlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olsa da aşırıya kaçmamak kaydıyla haftada 2-3 kere az miktarda çikolata tüketmenin  faydaları olabileceği bildirilmektedir. Özellikle bitter çikolata daha çok tavsiye edilmektedir. Çikolata yüksek kalorili bir yiyecektir ve aşırı tüketilmesi fazla kilo alınması nedeniyle zararlı olabilir.

Ayrıca yapılan bazı çalışmalarda gebelik sırasında çikolata tüketen annelerin bebeklerinin doğumdan sonra daha mutlu olduğu ve daha çok güldüğü tespit edilmiştir. Çikolata "mutluluk hormonu" seroronini arttırarak insan duygu durumu üzerinde olumlu etki yapar.

GEBELİKTE BİTKİSEL ÇAYLAR VE BİTKİSEL İLAÇLAR

GEBELİKTE BİTKİSEL ÇAYLAR VE BİTKİSEL İLAÇLAR

HAMİLELİKTE BİTKİSEL ÇAYLAR VE BİTKİSEL İLAÇLAR
Gebelikte bu tür bitkisel ürünler ve çaylar konusunda çok dikkatli olunmalıdır. Çünkü bunlar çok çeşitli maddeler içerirler, bu maddelerden bazıları rahimin kasılmasına sebep olabilir bazıları ishal, bulantı, kusma v.b etkiler yaratabilir. O yüzden özellikle bilmediğiniz, hiç duymadığınız bitkisel ürünlerden uzak durmalısınız, bunları içmemelisiniz hatta yemeklerde de kullanmamalısınız. Ülkemizde yaygın kullanılam limon, ıhlamur, elma, portakal, ahududu, nane gibi çayları aşırı olmamak şartıyla içebilirsiniz.

Fesleğen, aloe vera, ardıç, ginseng, kimyon, yasemin, lavanta, melek otu gibi ülkemizde de satılan bazı bitkiler gebelikte zararlı olabilir, kesinlikle uzak durmalısınız.

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) MADEN SUYU, SODA İÇİLMESİ

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) MADEN SUYU, SODA İÇİLMESİ

Hamilelikte maden suyu içilir mi? Zararlı mı? Gebelikte Soda tüketiminin bir sakıncası var mı? şeklinde sorular hamile bayanların sık merak ettikleri sorulardandır. Hamilelik döneminde doğal ve katkısız olmak kaydıyla maden suyu yani soda tüketiminin hiçbir sakıncası yoktur. Doğal maden suları çok çeşitli mineraller içerirler. Maden suyu tüketiminin gebelikte doğal, katkısız, tatlandırıcı içermeyen, sade (meyvesiz) olması daha iyi olacaktır. Günde bir veya bir kaç adet içilebilir.

Bu konudan çıkarılacak sonuç hamilelikte bebeğin sağlığı için mutlaka hergün maden suyu içilmelidir şeklinde olmamalıdır. Hamilelikte maden suyu içilmesi şart değildir hatta bunun faydalarını gösteren bilimsel bilgiler de yoktur ancak zarar beklenmeyen doğal bir içecek olduğu için isteyen hamile bayanlar içebilir. Bazen hastalar maden suyunun şişkinlik, hazımsızlık, bacaklarda kramp gibi şikayetlerini hafiflettiğini ifade ederler. Madem suyunu sevmeyen veya içtiğinde rahatsızlık duyan hamilelerin içmemesinde bir sakınca yoktur. Gebeliğin her döneminde bol su içmek faydalıdır, bunu maden suyu dışında normal su, taze meyve suları gibi çeşitli içeceklerden karşılamak mümkündür.

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) BOL SU İÇMENİN ÖNEMİ


GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) BOL SU İÇMENİN ÖNEMİ

Su tüketimi sadece hamile bayanlar için değil bütün insanlar için önemlidir. Sağlıklı ve dengeli bir metabolizma için hergün bol miktarda su tüketilmesi önemlidir. Gebelikte vücudun su ihtiyacı daha da artar ve su tüketimi anne ve bebeğin durumunu bir çok açıdan etkiler. Bu denenle hamile bayanlara günde en az 10 bardak su tüketimi önerilmektedir. Yaz aylarında bunu biraz daha arttırmak gerekir. Bu su ihtiyacını normal içme suyu olarak almak en iyisidir. Çay, kahve, kola v.b içecekler de su içerir ancak kafein içermelerinden dolayı zaten gebelikte fazla miktarda içilmesi önerilmez, ayrıca fazla kalori içerirler ve idrar yapımını arttırarak aldığınız suyun tekrar atılmasını sağlarlar.

Gebelikte bol su tüketiminin faydaları:
- Rahim kasılmalarını engeller, erken doğumu önler
- İdrar yolu enfeksiyonu olmasını engeller
- Cİldin daha parlak ve sağlıklı görünmesini sağlar
- Kabızlığı ve hemoroidleri önler
- Bebeğin suyunun azalmasını önler
- Özellikle sıcak yaz aylarında rahat ve serin kalmanızı sağlar
- Bulantı, mide yanması gibi şikayetleri azaltır
- Bol su içmek vücuttaki şişlikleri (ödemi) arttırmaz tersine azaltır. Bu nedenle şişliklerim var diye su içmekten kaçınmamak gerekir.

Su içemiyorum, zararı olur mu?
Tersine su tüketiminin az olması dehidratasyona (susuz kalma) neden olur. Bu da rahimde kasılmalar, sancı, karın ağrısı, idrar yolu enfeksiyonu, baş dönmesi, baş ağrısı, bulantı, kramp gibi sıkıntılara neden olur. Yeterinde su alıp almadığınızı anlamanın bir yolu da idrar renginize bakmaktır. Eğer idrarınızın rengi koyu ise az su içtiğiniz manasına gelir, idrarınızın rengi açıksa bol su tüketmişsinizdir. Normal insanlar bile bazen su içmeye gitmek için üşenirken gebelikte hareket etmenin zorlaşmasından dolayı su içmek için kalkmak istemeyebilirsiniz bu nedenle gebelik sırasında kendinize bir su şisesi ayarlayarak sürekli yakınınızda bulundurmanız önerilir, bu sayede her aklınıza geldiğinde su içebilirsiniz.

Hamilelikte (Gebelikte) Epilasyon ve Ağda Yapılabilir mi?

Hamilelikte (Gebelikte) Epilasyon ve Ağda Yapılabilir mi?

Gebelikte lazer yada elektroliz (iğne aspirasyonu) yöntemleriyle epilasyon yapılmasının bir zararı yoktur. Lazer uygulanması röntgen ışını veya benzer dalgalar içermez o nedenle bebeğe zararlı değildir. Hamilelik döneminde ağda uygulanabilir. Yalnız 5 aydan sonra karın ve meme bölgesindeki tüylere epilasyon yapılması önerilmez çünkü bu bölgeler hassaslaşır.

Gebelikte tüy dökücü kremler v.b maddeler genellikle önerilmezler çünkü içeriklerinde çok çeşitli maddeler vardır ve bunların bebek üzerindeki etkileri net bilinmemektedir.

Gebelikteki tüylenme artışı çoğu kadında olmaktadır ve doğumdan sonra genellikle düzelmektedir o yüzden gebelikte bu tür kaygılardan mümkün olduğunca uzak durup bu tüylenmeyi azaltıcı girişimlerin doğum sonrasıda tüyler azalmazsa uygulanması daha doğru olur.

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) VE EMZİRİRKEN SAÇ BOYATMA

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) VE EMZİRİRKEN SAÇ BOYATMA

HAMİLELERİN VE EMZİRENLERİN SAÇ BOYATMASI
Saç boyaları deriden çok az emilirler o yüzden gebelikte saç boyatmanın muhtemelen hiçbir zararı yoktur fakat bazı bilim adamları yine de gebeliğin ilk 3 ayında saçların boyatılmamasını önerirler. Saç boyalarının içerisinde birçok kimyasal madde bulunur ancak gebeliğin herhangi bir döneminde (ilk 3 ayı da dahil) saç boyatanlarda bu güne kadar herhangi bir yan etki hiçbir araştırmada gösterilmemiştir.

Deriden çok az emilen saç boyasının süte geçmesi beklenmez o yüzden emzirme sırasında saç boyatmanın zararı yoktur.

Kısacası saç boyatmanın ne gebelik sırasında ne de emzirme sırasında hiçbir zararı yoktur yine de ilk iç ayın bitimini beklemek gerekir.

GEBELİKTE KINA - DÖVME YAPTIRMAK

GEBELİKTE KINA - DÖVME YAPTIRMAK

HAMİLELİKTE KINA - DÖVME YAPTIRMAK
Gebeliğin 3. ayından sonra hint kınası (henna) yaptırmak yada bununla saçların boyanması sakıncalı değildir fakat "siyah kına" ile kına yaptırmak sakıncalıdır.

Dövme steril ve uygun şartlarda yapılmadığında gebe olan yada olmayan herkeste kan yoluyla bulaşan hastalıkların geçişine sebep olabilir. (Hepatit B ve C, AiDS, tetanos v.b) Gebelikte vücuttaki hormonal değişimlerden dolayı dövme yapılan cilt bölgesinde kanama, ağrı, enfeksiyon, şişlik, allerji gibi komplikasyonların oluşması daha kolay olabilir. Bu nedenlerden dolayı gebelerde geçici yada kalıcı dövme yaptırılması önerilmez.

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) TOMOGRAFİ (CT, BT, CAT) VE MR ÇEKİLMESİ


GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) TOMOGRAFİ (CT, BT, CAT) VE MR ÇEKİLMESİ

HAMİLELİKTE TOMOGRAFİ (CT, BT, CAT) VE MR ÇEKTİRMEK

Gebelikte MR (magnetik rezonans görüntüleme) çekilmesinin bir zararı yoktur çünkü radyasyon yaymaz. Nadiren bebekteki bazı anomalileri teşhis amacıyla da kullanılabilmektedir.

Bilgisayarlı tomografi (BT, CT, CAT) aşağıdaki listede belirtilen miktarlarda radyasyon yaydığı için gebelikte çok fazla uygulandığında bebek açısından zararlı olabilir. Anne için acil ve hayati derecede önemli olmadıkça gebelik sırasında çekilmez. Gebelikte 5 rad'ın (5000 mrad) altında radyasyona maruz kalmanın bir zararı gösterilmemişken bu dozun üzerinde radyasyona bağlı çeşitli zararlar oluşabilir. Radyasyona maruziyet konusunda detaylı konuya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Bilgisayarlı tomografide fetusun maruz kaldığı doz (mrad biriminden) :
- Göğüs CT (Bilgisayarlı tomografi): 30 mrad
- Karın CT (Bilgisayarlı tomografi): 250 mrad

HAMİLEYKEN RÖNTGEN ODASINA GİRMEK

HAMİLEYKEN RÖNTGEN ODASINA GİRMEK

Hamilelikte veya hamile olduğunu bilmeden röntgen odasında bulunmak:
Çocuğuna veya bir yakınına röntgen filmi çekilmesi esnasında röntgen odasına girenler gebeliğinin röntgen ışınlarından zarar görebileceği konusunda endişe ederler. Çoğunlukla bu durum hamile olduğunu bilmeden röntgen odasına giren ve sonradan hamile olduğunu öğrenenlerin başına gelir. Şunu belirtmek gerekir ki röntgen çekimi (röntgen filmi) sırasında en yüksek dozu röntgeni çekilen hasta alır. Yanında hastayı tutmak için giren annesi, yakınları daha düşük dozlara maruz kalır. Röntegen çekilen kişinin yanında odaya giren yakını röntgen masasından ne kadar uzaksa o kadar az röntgen dozuna maruz kalır. Ayrıca kurşun yelek giymişse röntgene maruziyetten yüksek oranda korunur.

Sonuç olarak gebelikte veya gebe olduğunu bilmediği için röntgen odasına giren, çekim sırasında odada bulunan veya oda etrafında bekleyen bir kişinin gebeliğinin bundan zarar görmesi ihtimali yok denilecek kadar azdır. Gebeliğin bundan zarar görmesi için çok fazla sayıda ve çok yüksek dozlarda film çekilmiş olması gerekir. Çekilen filmin türünü ve sayısını doktorunuza bildirdiğinizde bu konuda daha ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz. Röntgen filmleri direkt olarak hamile bir bayanın kendisine bile çekilse zarar verme ihtimalinin olmadığı kabul edilir çünkü bebeğe zarar verebilecek 5000 mrad dozuna ulaşılması için yüzlerce film çekilmesi gereklidir. Bu konuda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Röntgen odalarında "hamileler ve hamilelik şüphesi olanalar giremez" şeklinde uyarı yazması burda bulunan her hamilenin zarar göreceği anlamına gelmez sadece hamilelerin gereksiz röntgen ışınına maruz kalmasını engellemek içindir. Bu kural aslında her insan için geçerlidir, hamile olmayan insanlar da gereksiz röntgen ışını almaktan kaçınmalıdır.

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) RÖNTGEN ÇEKTİRMEK (RADYASYON)

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) RÖNTGEN ÇEKTİRMEK (RADYASYON)

HAMİLELİK SIRASINDA RÖNTGEN ÇEKİLMESİ
Rötgen (röntgen filmi) ve iyonize radyasyon çok yüksek dozlarda insanlar üzerinde bazı zararlar verebilir. Bunlar:
- Anne karnında ölüm
- Çeşitli malformasyonlar
- Büyüme ve gelişme geriliği
- Kanser

Yukarıda bahsedilen zararlar radyasyonun dozuna göre ve gebeliğin hangi döneminde maruz kalındığına göre değişiklik gösterir.

5 rad (5000 mrad) (0.05 Gy) altında radyasyon dozunun gebelik üzerinde düşük, ölüm, anomali, gelişme geriliği, zeka geriliği gibi kötü etkiler gösterdiğine dair kanıt yoktur. 5 - 10 rad arasındaki dozlarla ilgili net bir bilgi olmasa da 10 rad (10000 mrad) (0.1 Gy) dozun üzerinde radyasyon ile konjenital malformasyon riskinin arttığını gösteren çalışmalar daha nettir. Aşağıdaki listede de görüldüğü gibi çekilen tanısal röntgenler burada bahsedilen 5 rad (5000 mrad) sınırının çok altında radyasyon yaymaktadır.

Aşağıdaki listeye göre örneğin yaklaşık 20 karın filmi (veya karın tomografisi) 5000 mrad sınırına ulaşabilmektedir. Yine yüzlerce diş röntgeni veya göğüs röntgeni ancak bu sınıra ulaşabilmektedir. Ancak yine de hamilelik sırasında gereksiz röntgen çekimlerinden uzak durmak gerekir ve mümkünse karın bölgesini kurşun yelekle korumak gerekir. Acil olmayan rötgen filmleri gebelikten sonraki döneme ertelenmelidir.

Gebeliğin döllenmeden sonraki ilk 14 gününde embriyo radyasyona çok hassastır ve genellikle "ya hep ya hiç" kuralına göre gebelik ya tamamen sona erer (düşük veya ölüm) veya gebelik normal olarak devam eder. Bu dönemde anomali veya büyüme geriliğine sebep olduğu gözlenmez. Bu ilk 14 günden sonra yüksek doz radyasyona maruz kalındığında zeka geriliği ve beyin, göz ve diğer organlarla ilgili anomaliler ve büyüme geriliği gelişebilir. 20-25 haftalardan sonra fetus radyasyonun teratojenik (anomali yapıcı) etkilerine daha dirençlidir.
Anne karnında iken radyasyona maruz kalan çocuklarda bazı kanserlerin (lösemi) daha sık görülebileceğini belirten çalışmalar vardır. Bu risk artışı 5 rad'ın altında (1-2 rad) dozlara maruziyette de izlenmektedir.

Çeşitli rötgen filmlerinde ve bilgisayarlı tomografide fetusun maruz kaldığı doz (mrad biriminden) :
- Bir göğüs filmi: 1 mrad'daz az
- Bir karın filmi: 200-300 mrad
- Bir IVP: 400-900 mrad
- Boyun ve sırt omurilik filmleri: 1 mrad'dan az
- Lumbar vertebra filmi: 400-600 mrad
- Bir diş filmi: 0.01
- Mamografi: Önemsenmeyecek kadar az miktarda
- Göğüs CT (Bilgisayarlı tomografi): 30 mrad
- Karın CT (Bilgisayarlı tomografi): 250 mrad

Radyasyon birimleri:
1 rad = 0.01 gray (Gy) = 0.01 sievert (Sv) = 1 rem
1 rad = 1000 mrad = 10 mGy = 0.01 Gy
1 rem = 1000 mrem = 10 mSv = 0.01 Sv

Yukarıdaki listede görüldüğü gibi bir diş röntgen filmi veya akciğer röntgen filmi çekilirken hastanın alığı röntgen ışını dozu zarar verebilecek 5000 mrad sınırından yüzlerce kez daha azdır. Yaklaşık 20-25 adet karın röntgen grafisi ancak bu zararlı sınıra ulaşabilmektedir.

GEBELİKTE PROZAC (FLUOXETİNE) KULLANILABİLİR Mİ?

GEBELİKTE PROZAC (FLUOXETİNE) KULLANILABİLİR Mİ?

Fluoxetine içeren ilaçlar (Prozac v.b) C kategorisinde ilaçlardır. Bu kategori insanlarda yapılmış kontrollü deneyler olmamakla birlikte hayvanlarda yapılan incelemelerde herhangi bir olumsuz etkiye rastlanmamıştır manasına gelir.

Gebeliğin ilk 3 ayında Procaz kullanmış 2000'den fazla kadında yapılan araştırmadan ilacın gebelik üzerinde olumsuz bir etkisi incelenmemiştir. Düşüğe sebep olduğu izlenmemiştir.

Emziren annelerde ise prozac %15 oranında anne sütüne geçebileceği için çocukta bulantı, kusma, ishal v.b sorunlar olabilir. Emziren annelerde prozac kullanımı ile ilgili yeterli bilimsel veri yoktur. Emzirenlerin doktora danışmadan kullanmaması gerekir.

HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) ANTİBİYOTİK KULLANIMI

HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) ANTİBİYOTİK KULLANIMI

Hamilelik döneminde çeşitli sebeplerle antibiyotik kullanımı gerekebilir. En sık görülen sebepler arasında idrar yolu enfeksiyonları, solunum yolu enfeksiyonları, diş tedavileri, sinüzit, abse, ishal gibi nedenler görülür. Gebelik antibiyotik kullanımına kesin olarak engel bir durum değildir. Gebelik sırasında antibiyotik kullanımı gerektirecek hastalıklar meydana geldiğinde anne ve bebek açısından zararsız veya en az zararlı antibiyotikler tercih edilerek tedavi uygulanır. Bu durumda antibiyotiği yazacak olan branş uzmanı ve hastanın takibini yapan kadın doğum uzmanı birlikte en uygun ilaca karar verirler. Bazı antibiyotiklerin hamilelik döneminde kullanımı bebek açısından çok sakıncalı iken bazılarının herhangi bir sakıncası yoktur. Bazı antibiyotikler ise belli oranda zararlı olma riskine sahiptir, ancak antibiyotiğin kullanılmaması ve hastalığın tedavi edilmemesi daha büyük riskler getirecekse bu gruptaki antibiyotikler kullanılır. Bunlar antibiyotiğin gebelik kategorisine göre değişebilir. Bu kategoriler hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Hamilelik döneminde antibiyotik veya başka gruptan herhangi bir ilacı bebek açısından zararlı olmadığı üzerinde yazsa bile asla doktorunuza danışmadan kullanmamanız gerekir. Her hasta aynı değildir, her hamilelik aynı değildir. Bir hamilelikte zararlı olmayan bir ilaç başka hamilelikte zararlı olabilir. Bu nedenle asla doktorunuza danışmadan hiçbir ilaç kullanmamalısınız.

HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) AĞRI KESİCİ İLAÇ KULLANIMI

HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) AĞRI KESİCİ İLAÇ KULLANIMI

Hamilelik döneminde zorunlu olmadıkça hamilelik için gerekli vitamin ve benzeri ilaçlar dışında hiç bir ilaç kullanımı önerilmez ancak hamilelik sırasında baş ağrısı, migren, diş ağrısı, bel ağrısı, bel fıtığı, travma, ameliyat gibi nedenlerle bazen ağrıs kesici ilaçların kullanılması gerekebilir. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki ağrı kesici ilaçlar "basit" ilaçlar değildir ve aynen diğer ilaçlar gibi anne ve bebek organları üzerinde çeşitli etkiler oluşturabilecek maddeler içerirler. Bu nedenle halk arasında bazen söylenen ve ağrı kesicileri basit, zararsız ilaçlar gibi gösteren sözler doğru değildir. Gebeliğin özellkle ilk 3 ayında ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçların (aspirin, parasetamol v.b...) kullanımından kaçınmak gerekir, çok gerekli ise mutlaka doktor denetiminde uygun ilaçları kullanmak gerekir. Gebeliğin son aylarında (34. haftadan sonra) kulllanılan non-steroid antienflamatuar ağrı kesici ilaçlar bebeğin suyunda azalma, duktus arteriozus denilen damarda kapanma gibi yan etkiler yapabilir.

Gebelikte en zararsız ağrı kesiciler parasetamol veya asetominofen türevi ilaçlardır (parol, tamol, minoset, vermidon) ancak bunlarında doktor denetimi dışında kullanılmaması gerekir. Aspirin düşük dozlarda zaten gebelikte bazı durumlarda (tekrarlayan düşükler gibi) günde 80 mg kullanılan bir ilaçtır ancak yüksek dozlarda zararlı olabilir. Aspirin de asla doktor denetimi dışında kullanılmamalıdır. Ayrıca aspirin trombosit agregasyonunu bozarak kanamaya meyil yarattığı için doğuma yakın haftalarda kulanılması doğumda aşırı kanamaya neden olabilir.

Ağrı kesici etkisi olduğu söylenen bitkiler:
Hamilelerin ağrı kesici veya başka etkileri olduğu söylenen bitkisel çayları, yiyecekleri kullanması önerilmez. Çünkü bu tür bitkilerin içerdiği maddelerin gebelik üzerinde kötü etkileri olabilir.

Lokal anestezik  ilaçlar:
Hamileler için özellikle diş tedavisi gibi durumlarda sıklıkla kullanımı gerekmektedir. Lidokain, prilokain, edidokain gibi lokal anestetik maddelerin gebeler için güvenli olduğu bilinmektedir. Diş hastalıkları tedavisi için veya vücudun başka bölgelerinde lokal anestezi (uyuşturma) amacıyla uygulanabilirler.

Migren ilaçları:
Migren tedavisinde klasik ağro kesiciler dışında kullanılan bazı özel ilaçlar vardır. Bunlar genel olarak gebelik sırasında kullanımı çok güvenli olmayan ilaçlardır ancak kar-zarar oranı düşünülerek nöroloji uzmanı tarafından uygun tedavi planlanacaktır. Bu nedenle migren hastalarının hamilelik düşündüklerinde nöroloji uzmanı doktorları ile görüşerek ilaçlarını ve tedavilerini yeniden hamileliğe uygun şekilde düzenlemeleri gerekir.

GEBELİKTE İLAÇ KULLANIMI VE ZARARLI İLAÇLAR

GEBELİKTE İLAÇ KULLANIMI VE ZARARLI İLAÇLAR

HAMİLELİKTE İLAÇ KULLANIMI VE ZARARLI İLAÇLAR

Gebelik dönemi bazı yakınmalar, önceden varolan hastalıklar ya da gebelikte yeni gelişen durumlar nedeniyle çeşitli ilaçların kullanıldığı bir dönemdir. Elbette tıbbi durumlar gerektirdiğinde gebelik döneminde de ilaçlar kullanılmalıdır. Anne adayı şiddetli yakınmaları olduğunda gebe olduğu için tıbbın tedavi olanaklarından yoksun bırakılmayacaktır. Ancak gebelikte ilaç kullanımında uyulması gereken kurallar vardır ve bu kurallara uyularak kullanıldığında, gebelikte alınan ilaçların gebelik ve bebek üzerinde istenmeyen etkiler oluşturması beklenmez.

En önemli kural gebelikte tıbbi durum ya da yakınmalar ilaç kullanımını gerektirmedikçe ilaç kullanmamak ve kullanılacak ilaçları mutlaka doktor önerisiyle kullanmaktır. Hemen her tıbbi durum için gebelikte kullanıma uygun bir ilaç vardır.

Son adet tarihinden itibaren 31. Gün ile 71. Gün arası organ teşekkülünün meydana geldiği dönemdir ve teratrojen dönem olarak adlandırılır. Bu günler arasında bebekte meydana gelen olumsuz etkiler anomali ile sonuçlanabilir. Çok acil bir durum dışında bu devrede ilaç kullanılmamalıdır.

31. günden önce alınan ilaçlarda ya hep ya hiç kuralı geçerlidir. Yani ilaç ya embryoyu hiç etkilemez ya da bir düşüğe neden olur.

Gebelikte fark edilmeden ilaç kullanıldığında ya da ilaç kullanımı gerektiğinde mutlaka hekim ile temasa geçilmeli, ilacın içeriği saptandıktan sonra şu kategorilere göre kitaplardan uygunluğu tespit edilmelidir.

İlaçlar gebelikte kullanıldıklarında gösterdikleri fayda zarar oranına göre aşağıdaki şekilde gruplara ayrılırlar. Buna göre örneğin A kategorisindeki bir ilaç gebelikte hiçbir zarar olmadan rahatlıkla kullanılabilir. B kategorisindeki ilaçlar da genellikle rahatlıkla kullanılır ancak C kategorisindeki ilaçlar gebeliğin ve hastalığın durumuna göre beklenen fayda olası zarardan fazla ise ve ilaç mutlaka gerekli ise kullanılır. D ve X kategorilerindeki ilaçlar zaten hayati bir durum olmadıkça kullanılmazlar. Gebelikte hangi kategoride ne tür ilaç olursa olsun (vitamin bile olsa) asla doktora danışılmadan kullanılmamalıdır çünkü her gebeliğin ve her hastalığın durumu farklı olabilir. Bir gebeye faydalı olan ilaç diğerine zararlı olabilir.

Gebelikte ilaç kategorileri:
A kategorisi ilaçlar
İnsanlarda yapılan çalışmalarda kullanılan ilacın fetusa bir zarar vermediği saptanmıştır

B kategorisi ilaçlar
Hayvanlarda yapılan çalışmalarda fetusa risk yoktur ancak insanlarda çalışma yapılmamıştır, veya hayvanlarda olumsuz etki saptanırken insanlarda yapılan çalışmalarda risk bulunmamıştır

C kategorisi ilaçlar
Hayvan deneylerinde olumsuz etki saptanmıştır ancak insanlarda deney yapılmamıştır.

D kategorisi ilaçlar
İnsanlarda fetusa olumsuz etki riski vardır ancak annenin yaşamını tehdit eden bazı durumlarda kontrollü olarak kullanılabilir.

X kategorisi ilaçlar
Fetal risk son derece yüksektir. İlacın kullanımındaki risk yararından çok daha fazladır.

HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMI

HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMI

UYUŞTURUCU MADDE BAĞIMLILIĞI VE HAMİLELİK

Ülkemizde hamilelik öncesinde veya hamile iken uyuşturucu madde kullanım oranı net olarak bilinmemektedir ancak tüm ülkelerde tahmin edilenden daha yaygın olduğu sanılmaktadır. Uyşturucu madde kullanımının hamilelikte etkileri başlıca üçe ayrılır:
- Anne sağlığı üzerine etkileri
- Bebek sağlığı üzerine etkileri (Doğumdan önce, sonra ve ileri yaşlarda etkileri vardır.)
- Gebeliğin gidişatı üzerine etkileri

Anne sağlığı üzerine zararları:
Akciğer enfeksiyonları, hipertansiyon, endokardit, inme, serebrovasküler hastalıklar, psikiyatrik hastalıklar, AIDS, hepatit, malnütrisyon,

Gebelik ile ilgili zararları:
- Plasenta previa, dekolman plasenta, pprom, düşük (abortus), rahim içerisinde bebekte gelişme geriliği (IUGR), erken doğum, doğumsal özürler, doğumdan sonra solunum problemleri, ani bebek ölüm sendromu (SIDS), yenidoğan bebekte yoksunluk sendromu ve bebeğin doğumdan sonraki hayatında çeşitli sağlık problemleri.

KOKAİN:
Kokain damar yoluyla veya koklayarak kullanılabilen bir uyuşturucu maddedir. Bir kere kullanmakla bile  bağımlılık yapma riski yüksektir.
Hamilelikte kokain kullanımı bebeğe gider kan akımını azaltır, bebeğin kan basıncını ve kalp atım hızını arttırır. Gebeliğin ilk haftalarında kullanımı düşüğe neden olabilir.
İleri gebelik aylarında kullanımı nelere neden olabilir: Erken doğum, plasenta dekolmanı, düşük doğum ağırlığı, gelişme gerilliği, ani bebek ölüm sendromu (SIDS), anne karnında bebek ölümü, mikrosefali, nörülojik gelişme bozukluğu, doğumsal anomaliler, mekonyum kirlenmesi
Bebekte çocukluk çağında davranış bozuklukları ve öğrenmek güçlüğü meydana gelebilir.

ESRAR (MARİHUANA):
Marijuana diğer adıyla esrar kullanımı kadında ve erkekte infertilite (kısırık) problemine yol açabilir. Kadınlarda yumurtlamayı engelleyici etkisi vardır. Bu nedenle marihuana kullanırken hamile kalma ihtimali düşüktür.
Gebelik döneminde esrar kullanımı bebekte gelişme geriliğine ve doğum sonrası ani bebek ölümü sendromuna (SIDS) neden olabilir. Bebek üzerine etkileri kullanılan dozların miktarı ile ilişkilidir. Doğumdan sonra bebekte dikkat ve öğrenme bozukluğu meydana gelebilir. Araştırmaların çoğu gebelikte marihuana kullanımının bebekte doğumsal anomali (özür, sakatlık) riskini arttırmadığını göstermektedir. Ancak marihuana kullanan bir çok insanın aynı zamanda alkol, sigara gibi diğer zararlı maddeleri kullanmasından dolayı marihuananın zararlı etkilerini net olarak belirlemek zordur.
Emzirme döneminde kullanmanın bebek üzerine etkileri net belirlenmemiştir ancak Amerikan pediatri akademisi emzirken marihuana kullanmaktan kaçınmayı önerir. Marihuana kullanmak anne sütünün kalitesini azaltır ve süt aracılığıyla bebeğe geçer.

EROİN (NARKOTİK MADDELER):
Narkotik maddeler: morfin, kodein, eroin, metadon, fentanil...
Opioid vücutta morfin gibi etki gösteren kimyasal maddelere denir, ağrı kesici ilaç olarak kullanılırlar.
Yumurtlamayı baskıladığı için gebe kalmayı zorlaştırır. Hamilelik döneminde eroin (heroin) kullanımı erken doğum, gelişme geriliği, ani bebek ölüm sendromu (SIDS), pprom (amniyon suyunun erken gelmesi), mekonyum boyanması, preeklampsi, dekolman plsent riskinde artışa neden olur. Ayrıca eroin kullanımından dolayı olarak annein AIDS (HIV) virüsü alma riski arttığından dolayı bu virüsün bebeğe geçme riski de söz konusudur.
Hamilelik döneminde eroin kullanımı sonucu doğan bebeklerin büyük kısmı doğumdan sonra bağımlılık ve yoksunluk belirtileri gösterirler. Bebekte titreme, ateş, ishal, beslenememe, solunum güçlüğü, kilo kaybı gibi belirtiler görülür. Bebek için ilaç tedavisi verilir.
Emzirme döneminde kullanılması durumunda bebeğe geçebilir ve zarar verebilir.

AMFETAMİN:
Amfetamin (metamfetamin) kullanımı gebelikte kokaine benzer etkiler meydana getirir, anne ve bebekte kalp atımını hızlandırır. Hamilelikte düşük, erken doğum, düşük doğum ağırlığı, dekolman plasenta gibi riskler artar.
Bebek amfetamin bağımlısı olarak doğabilir ve titreme, besleme güçlüğü, uyumama, kasılma gibi belirtiler görülebilir, ileri yaşlarda öğrenme güçlüğü meydana gelebilir.

LCD ve PCP:
LCD (lysergic acid diethylamide) ve PCP (phencyclidine) halüsinejik etkisi olan kimyasal maddelerdir. Hamilelikte sık kullanılması bebekte doğumsal  özürlere eden olabilir. Erken doğum ve gelişme geriliğine neden olabilir.

HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) ALKOLÜN ZARARLARI

HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) ALKOLÜN ZARARLARI

GEBELİKTE ALKOL KULLANMAK VE FETAL ALKOL SENDROMU
Alkol gebelik sırasında plasentayı kolaylıkla geçebilecek ve fetusa zarar verebilecek teratojen bir maddedir o yüzden gebelik sırasında kesinlikle kullanılmaması gerekir. Alkol bebekte çeşitli anomalilere sebep olabilir, düşük ve erken doğum, düşük doğum ağırlığına sebep olabilir. Anne karnında bebeğin alkole maruz kalmasına bağlı oluşan sendroma fetal alkol sendromu (FAS) denir. Hafif öğrenme problemlerinden çeşitli doğumsal anomalilere kadar değişen spektrumda görülebilen bu duruma fetal alkol spektrum bozuklukları (fetal alcohol spectrum disorders) (FASD) denir. FAS dünyada yaklaşık 1000 canlı doğumda 1 görülür.

"Gebelik sırasında alkol hangi miktarda kullanılırsa bebeğe zarar vermez?" sorusunun net cevabı bilinmemektedir o yüzden çok az miktarda nadiren alınan alkolün bile gebeliğe zararlı etkileri olabileceği kabul edilmelidir ve hiç kullanılmamalıdır. Fakat bilinen birşey var ki kullanılan alkol miktarı arttıkça gebeliğe zarar verme riski de artmaktadır.

Fetal alkol sendromunda bebekte görülen anomaliler:
- Karakteristik yüz görünümü, ince üst dudak, kısa ve yukarıya dönük burun, burun ve üst dudak arasındaki oluğun (filtrum) olmaması, karakteristik göz kapakları
- Mikrognati (küçük çene)
- Mikroftalmi (ufak gözler)
- Kalp anomalileri
- Kol, bacak, parmak ve eklem anomalileri
- Anne karnında ve doğumdan sonra büyüme geriliği
- Görme ve işitme problemleri, tekrarlayan kulak enfeksiyonları
- Mikrosefali (kafa çapı ve beyinin küçük olması)
- Zeka geriliği
- Hiperaktivite, dikkat süresinin kısa olması, hafıza bozukluğu, sinirlilik
- İnmemiş testisler
- Yarık damak ve dudak
- Böbrek anomalileri
- Omurilik anomalileri
- Meningomyelosel, hidrosefali

Fetal alkol sendromunda görülen bu etkiler geri dönüşümsüzdür ve hayat boyu çocuğu etkileyecek anomalilerdir. Bunlardan kaçınmak için gebe kalmaya karar verdiğiniz andan itibaren alkolden tamamen uzaklaşmalısınız ve bunu gebelik süresince de sürdürmelisiniz. Alkolü bırakamayacak durumda iseniz gebe kalmadan önce mutlaka bir uzmana danışmalı ve yardım almalısınız. Hamilesiniz ve alkol kullanıyorsanız alkolü hemen bırakmalısınız, ne kadar erken bırakırsanız bebeğin etkilenme riski o kadar az olacaktır.

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) SİGARANIN ZARARLARI

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) SİGARANIN ZARARLARI

Hamilelik sırasında kullanılan az sayıda (günde 1-2 adet) sigaranın bile bebek üzerinde çeşitli zararlı etkileri vardır o yüzden gebelikte sigara kesinlikle kullanılmamalıdır.

Gebelikte sigaranın verebileceği başlıca zararlar:
- Erken doğum
- Düşük doğum ağırlığı, prematurite
- Bebeğin akciğer gelişimi daha zayıf olur, doğum sonrasında sıkıntı riski artar.
- Bebeğin doğumdan sonra erken dönemde ölme riski 2 kat artar.
- Bebeğin doğumdan sonra hasta olma oranı artar.
- Bebeğin eşinin erken ayrılma (dekolman, ablasyo) riski artar.
- Bebeğin eşinin aşağı yerleşmesi (plasenta previa) artar.
- Membranların erken yırtılması (erken su gelmesi) riski artar.
- Sigara içenlerde düşük yapma riski de artar.

Sigara dumanı içinde binlerce bileşik vardır bunlardan en önemleri nikotin ve karbon monoksid gebelikte bebek kanına da geçmektedir. Nikotin ve metabolitleri anne sütünden de bebeğe geçebilir.

Hayvan çalışmaları nikotinin;
- Uterin arter kan akımını azalttığını
- Umblikal arter kan akımında değişikliklere yol açtığını
- Fetal oksijenizasyonu bozduğunu
- Asit baz denge bozukluğuna neden olduğu
- Fetal kalp hızının azalması ve ortalama arter basıncının artışına yol açtığı gösterilmiştir.

Genel olarak sigara kullanan annelerin bebekleri 200-250 gram daha düşük ağırlıkta ve 1 cm daha kısa doğmaktadır. Ayrıca doğum kilosu düşük olan bebeklerin kronik bir hastalığa yakalanma ve doğumdan sonraki ilk 1 ay içerisinde ölüm riski 40 kat artmaktadır.

Sigara içen gebelerde düşük ve erken doğum olasılığı 2 kat artmakta ve doğumdan sonraki ilk 1 yıl içerisinde ölüm riski artmaktadır.

Doğumdan sonra 2. - 5. aylar arasında “ani bebek ölümü” en önemli bebek ölüm nedeni olup, sigara içen annelerin bebeklerinde bu risk içilen sigara sayısına bağlı olarak 2-6 kat artmaktadır.

Solunum sistemi, sinir sistemi, duyu organları, deri ve idrar yolları hastalıkları sigara içen annelerin çocuklarında daha sık görülmektedir.

Annenin süt vermesinde ve süt miktarında azalmalara ve sorunlara neden olabilir.

Yapılan çalışmalarda doğum öncesi sigaraya maruz kalan bebeklerde hiperaktivite, dikkat eksikliği, heceleme ve okuma zorluklarının daha sık olduğu görülmüştür. Yine bazı çalışmalarda bu bebeklerde entellektüel gelişimde yetersizlik ve bazı davaranış bozukluklarının daha sık olduğu gösterilmiştir.

Ayrıca doğumdan sonra da etrafında sigara içenlerden dolayı dumana maruz kalan çocuklarda da birçok sağlık problemi daha sık görülmektedir.

Tahmini Doğum Tarihi Nasıl Hesaplanır?


Tahmini Doğum Tarihi Nasıl Hesaplanır?

Normal gebelik süresi son adetin başladığı tarihten itibaren 40 haftadır.
Tahmini doğum tarihi son adetin başladığı tarihe 7 gün eklenip 3 ay geriye gidilerek pratik bir şekilde hesaplanabilir. Burada tahmini doğum tarihi denilen doğumun olabileceği son tarihtir. Doğumların bir çoğu bu tarihe kadar beklemez, 38-40 hafta arasında gerçekleşir. Bazen günü geçen kişilerde bu tarihi 1 hafta geçebilir. Yani doğum tahmini doğum tarihi ile hesaplanan sonuçtan 1-2 hafta önce olur sıklıkla.

Örnek:
Son adet tarihi 10 Nisan olan birisinin tahmini doğum tarihi
10 + 7=17 Nisan
Nisan'dan --> 3 ay geriye gidilirse Ocak --> 17 Ocak olur.

Örnek:
Son adet tarihi 5 Şubat olan birisi için:
5 + 7 = 12 Şubat
12 Şubattan 3 ay geriye gidilirse: 12 Kasım olur tahmini doğum tarihi.

Fakat bu yöntem özellikle adetleri düzensiz olan kişilerde yanılmalara sebep olabilir. Bu durumda ultrason ölçümlerinden faydalanılarak tahmini doğum tarihi hesaplanır.

HAMİLELİK (GEBELİK) HAFTASINI BELİRLEME YÖNTEMLERİ

HAMİLELİK (GEBELİK) HAFTASINI BELİRLEME YÖNTEMLERİ

GEBELİĞİN KAÇ HAFTALIK OLDUĞUNU ANLAMAK İÇİN KULLANILAN YÖNTEMLER
Gebelik takipleri sırasında gebeliğin kaç haftalık olduğunun en doğru şekilde belirlenmesi çok önemlidir. Gebelik haftasının tam olarak belirlenemediği durumlarda ilerleyen aylarda gerçekleşebilecek erken doğum, gelişme geriliği, su gelmesi, gün aşımı (gün geçmesi) gibi durumlarda tedavi konusunda karar verme sıkıntıları meydana gelebilir. Gebeliğin devam etmesi veya sonlandırılması gibi karar gerektiren durumlarda gebelik haftasına göre karar verilir. Ayrıca bebeğin gelişiminin, kilosunun, ölçümlerinin normal olması ancak gebelik haftası ile karşılaştırılarak değerlendirilebilir. Normal doğum veya sezaryen tarihleri gebelik haftalarına göre belirlenir.

Hamilelik haftasını belirlemek için kullanılan yöntemler:
- Ultrason: Bebeğin boyu, kafa çapı, kafa çevresi, karın çevresi, bacak boyu gibi ölçümler ultrasonografi ile yapılarak gebelik haftası hesaplanır. Her zaman tam ve kesin sonuç vermeyebilir bu yöntem. Ancak gebelik ne kadar küçükse o kadar kesin sonuç verir. Özellikle 20. gebelik haftasından önce daha doğru sonuçlar verir.
- Son adet tarihi: Gebelik haftası son adet tarihinin ilk gününden başlayarak sayılır. Bu yöntem çoğunluklar doğru ve çok fayalı bilgiler verse de bazen yanıltıcı olabilmektedir. Adet düzensizliği, üstüne adet görme, geç döllenme, erken gebelik sırasında görülen kanamalar gibi durumlar son adet tarihinin yanıltıcı olmasına neden olabilir. Bu durumda ultrason ve diğer parametreler kullanılarak düzeltilmiş adet tarihi bulunur ve gebelik haftası buna göre hesaplanır. Doktorlar ve ebeler üstteki resimde görülen hesaplayıcı takvim benzeri tablo ile annenin son adet tarihinden bu güne kadarki haftaları sayarak hamilelik haftasını hesaplarlar, buna cetvele gebemetre de denir.
- Yumurtlama (ovulasyon) tarihi: Anne adet tarihinin ilk gününü net olarak bilebilir ancak yumurtlama gününü net olarak bilemez. Yumurtlama (ovulasyon) tarihi yumurtlama tedavisi (ovulasyon indüksiyonu) verilen hastalarda ultrason takipleri ile net olarak izlenmektedir. Bu tarihe iki hafta eklenerek de gebelik haftası hesaplanabilir.
- Tüp bebekte transfer tarihi: Tüp bebek uygulamalarında embriyonun rahim içerisine transfer tarihi zaten bilindiği için gebelik haftası çok net olarak hesaplanabilir.
- Muayene: Günümüzde ultrasonografi ve diğer tekniklerin çok elişmesi nedeniyle artık kullanılmasa da eski yıllarda elle yapılan muayene gebelik haftasını belirlemede çok önemliydi. Uterusun (rahmin) büyüklüğüne bakılarak gebeliğin kaç haftalık olduğu belirlenirdi.
- Fetoskop: Bebeğin kalp seslerininin fetoskop denilen aletle ilk duyulduğu zaman gebelik haftasını hesaplamada belirleyici nokta olarak kullanılabilir. Günümüzde artık yaygın kullanılmayan bir yöntemdir ancak tıbbi şartların yeterli olmadığı bölgelerde ve ebe takiplerinde kullanılabilir. Fetoskop küçük bir boru eya zurnaya benzer şekilde bir alettir. Bir ucu annenin karnına bir ucu ebe veya doktorun kulağına dayanarak bebeğin kalp sesleri duyulur. Bu şekilde kalo seslerinin ilk duyulması 18-20 hafta civarındadır, buna göre gebelik haftası hesaplanabilir.
- Mezura ile fundus-pubis mesafesinin ölçümü gebelik haftası hakkında bilgi verebilir. Fusdus rahmin en üst noktsıdır. Pubis ise çatı kemiğinin olduğu bölgedir yani vajina üzerinde tüylerin en üst noktasıdır.

GEBELİK TAKVİMİ - HESAPLAYICI- Kaç haftalık hamileyim? Kaç aylık hamileyim? Ne Zaman Doğum Yaparım ?

GEBELİK TAKVİMİ - HESAPLAYICI- Kaç haftalık hamileyim? Kaç aylık hamileyim?

Aşağıdaki otomatik hesaplayıcı normal yolla veya ilaç, aşılama gibi tedavilerle hamile kalanlar içindir. Tüp bebek tedavisi ile hamile kalanlar burayı tıklayarak gelen sayfadaki hesaplayıcıyı kullanmalıdır.

Dikkat: Doğru hesaplama için bilgisayarınızın tarih ayarının doğru olduğundan emin olun.
En son adetinizin başladığı tarihi girin (bittiği tarihi değil) :
Gün:
Ay:
Yıl:
-
hafta günlük hamilesiniz
TAHMİNİ DOĞUM TARİHİNİZ:
Bu doğum tarihi yaklaşık tarihtir. Doğumların çoğunluğu bu tarih ile 15 gün öncesi arasında olur
Burada hesapladığınız gebelik ve doğum haftası adetinize göre hesaplanmaktadır bu nedenle yanıltıcı olabilir. Kesin öğrenmek için doktorunuzun ultrason ölçümü ile karşılaştırması gerekir.

- Hafta Hafta Gebeliğiniz
- Hamilelikte Hafta Hafta Bebeğin Boyu ve Kilosu

KAÇ AYLIK HAMİLEYİM?
Hamile bayanların çoğu gebelik haftasını hesapladığı halde veya doktoru haftasını söylediği halde "kaç aylık" olduğunu merak etmektedir. Kaç aylık gebeyim? Kaç ay bitti? Kaç aya girdim? Aslında bu haftalar ve aylar arasındaki uyumsuzluk ve karışıklık 1 ayın tam 4 hafta olmamasından kaynaklanıyor. 1 ay 4 hafta 3 gün sürüyor yaklaşık.  Önemli olan ay hesabı  değil hafta hesabıdır. Gebelik süreci 40 haftadır. Bu konuda kafa karışıklığına meydan vermemek için doktorların yaklaşık olarak kabul ettiği ay ve haftalar şöyledir:

4-5 haftalık gebeliklere 1 aylık denilir
8-9 hafta bittiğinde 2 ay bitmiştir
12-13 hafta bittiğinde 3 ay bitmiştir
16-17 haftalar bittiğinde 4 ay bitmiştir
20-21 haftalar bittiğinde 5 ay bitmiştir
24-25 haftalar bittiğinde 6 ay bitmiştir
28-29 haftalar bittiğinde 7 ay bitmiştir
32-33 haftalar bittiğinde 8 ay bitmiştir
36 hafta bittiğinde 9 ay bitmiştir ve son aya girilmiştir. (Doğum 9 ay değil 10 ay gibi oluyor bu durumda)
40 hafta bittiğinde --> 9 ay 10 gün denilen yani toplam 280 gün tamamlanmıştır bu da 40 hafta eder.

Tekrar belirtmekte fayda var ki hangi ay bitti hangi aya girdim gibi sorularla kafa karışıklığı yaşamanıza gerek yoktur, önemli olan ay hesabı değil hafta hesabıdır çünkü gebelikte herşey haftalara göre yapılır ve haftalara göre hesaplanır. Gebelik toplam 40 haftadır. Doğumların çoğu 38-40 hafta arasında gerçekleşir. Bazen günü geçenlerde 41 haftada doğum gerçekleşir. Bunlar hesaplanırken de son adetinizin başladığı ilk güne göre hesaplanır.


10 AYLIK GEBELİK (ON AYLIK HAMİLELİK)

10 AYLIK GEBELİK (ON AYLIK HAMİLELİK)

GEBELİĞİN ONUNCU AYI
(40. HAFTADAN SONRAKİ DÖNEM)

Normal bir gebelik genellikle 38 ile 40. haftalar arasında bebeğin doğumu ile sonuçlanır. Gebelik haftasının 40 haftayı tamamlamasına rağmen doğumun olmaması durumunda gebeliğin onuncu ayına girilmiş olunur.

Gebelik haftasının belirlenmesinde en güvenli yöntem anne adayının son adet tarihinin doğru hatırlanması ve ilk 12 haftada yapılan ultrason ölçümünde bu tarihin doğrulanmasıdır.
Gerçek bir gün geçmesi hem doğum öncesi dönemde hem doğum esnasında hem de doğum sonrası dönemde çocuk için çeşitli tehlikeleri olan bir durumdur. Bu yüzden gün geçmesi hem anne adayı hemde doktoru tarafından dikkatle üzerinde durulması gereken bir durumdur.

Gün geçmesi olan gebeliklerde karşılaşılabilecek sorunlar şunlardır:
- Bebeği besleyen yani bebeğin eşinin yaşlanmasına bağlı bebeğe giden besin maddeleri ve oksijen azaldığında bebekte doğum öncesi dönmede ve doğum esnasında bebeğin oksijenlenmesi ve dolayısı ile kalp atımlarında bozulmalar olabilir.
- Günü geçen hastaların suyu giderek azalarak bebeğin kordonuna baskı yapmasına neden olabilir buda bebeğin beslenmesini ve oksijen almasını bozabilir.
- Gün geçmesi durumlarında bebek dışkısını doğumdan önce yada doğum esnasında yapabilir ve bu ilk dışkı bebek doğmadan önce yada daha sıklıkla bebek doğduktan sonra ilk nefesini aldığında bebeğin akciğerine kaçarak solunum sıkıntısı yaratabilir.
- Günü geçen gebeliklerde bebekler daha iri olabilir ve buna bağlı doğumla ilgili sorunlar yaşanabilir.


Gün geçmesi olan gebelikler yukarıda belirtilen sorunlar nedeniyle daha yakından takip gerektirirler.
Gün geçmesi gebelerinin takibi aşağıdaki şekilde yapılmalıdır:
1. Gün aşırı NST (bebek kalp atımlarının kaydedilmesi) kaydı yapılarak bebek kalp atımlarının değerlendirilmesi
2. Anne tarafından bebek hareketlerinin dikkatli olarak sayılması; azalması veya yokluğu durumunda doktora başvurulması
3. Gün aşırı ultrason ile bebeğin suyunun ve hareketlerinin değerlendirilmesi
4. Su gelmesi, kanama ve ağrıların başlaması gibi durumlarda hastaneye başvurulmalıdır.

Gün geçmesi gebeliklerinde yukarıda saydığımız kontrollerde sıkıntı olmaz ve doğum 41. haftaya kadar hala gerçekleşmez ise gebe hastaneye yatırılır. Doğum; eğer ek bir sorun yoksa suni sancı ile normal yolla yaptırılmaya çalışılır. Eğer herhangi bir sıkıntı varlığında veya suni sancıya rağmen doğum gerçekleşmezse sezaryen ile doğum diğer bir seçenektir.

9 AYLIK GEBELİK (DOKUZ AYLIK HAMİLELİK)

9 AYLIK GEBELİK (DOKUZ AYLIK HAMİLELİK)

GEBELİĞİNİZİN DOKUZUNCU AYI
(34.-40. HAFTALAR ARASI DÖNEM)

Normal gebelik süresi 9 ay 10 gün yani 280 gün diye bilinir. Dokuzuncu ay 34-38 haftalar arasını kaplar ve son 10 günle birlikte tam 40 hafta gebelik süresi tamamlanır. Ama her hebelik 40. haftaya kadar beklemez, birçoğu 38 hafta civarında doğar, bazen de 40 haftayı geçerek 41 hafta civarında doğum olabilir.

Gebeliğin 36. haftasından sonra haftalık kontroller başlar.
Bu ayda bebek doğum kanalına girmeye başlar. Bu nedenle karnınız aşağı iner. Bu da mide yanması, sırt ağrısı gibi şikayetlerinizin azalmasını sağlar.
Bu ayda bebeğin yağ dokusu giderek artar.

Bu ayda doğum sancıları her an başlayabilir. Gerçek doğum eyleminin en önemli özelliği kasılmaların düzenli aralıklarla gelmesidir. Önceleri daha az ancak daha sonra giderek artan sıklıkta gelen doğum ağrıları başlar. Gerçek doğum eylemi ağrıları istirahat etmekle geçmez. Eğer kasılmalar belli bir düzene girdiyse ve istirahat etmekle geçmiyorsa hastaneye gitmeniz gerekir. Gerçek ve yalancı kasılmalar arasındaki farkları buradan daha detaylı okuyabilirsiniz.

Nişan denen hafif kanlı sümüksü akıntı serviksteki bebeği koruyucu tıkacın atılmasıdır. Genelde nişandan sonraki 2 gün içinde doğum başlar.

Kanamanız olduğunda, sularınız geldiğinde bebek hareketlerinde azalma hissettiğinizde veya kendinizde anormal olan herhangi bir durum fark ettiğinizde mutlaka hastaneye başvurmalısınız.

8 AYLIK GEBELİK (SEKİZ AYLIK HAMİLELİK)

8 AYLIK GEBELİK (SEKİZ AYLIK HAMİLELİK)

GEBELİĞİN SEKİZİNCİ AYI
(29.-33. HAFTALAR ARASI DÖNEM)

BU AYDA BEBEĞİNİZDEKİ DEĞİŞİMLER
30.hf da bebek yaklaşık 1500 gram ağırlığında, 25 cm uzunluğundadır.
30.hf da bebek diafragma kaslarını kullanarak solunum egzersizleri yapmaya başlar.
31.hf da erkek bebekte testisler böbreklerin yanından skrotuma iner, kız bebeklerde ise hala klitorisi labiumlar kapatamaz.Bu haftada bebek doğarsa hala akciğer gelişimi tamamlanmadığından sonrasında bebek yoğun bakımda uzun bir süre kalması gerekebilir ve ventilatör ihtiyacı olabilir.
32.hf da bebek hareketlerinde eskiye nazaran göreceli bir azalma hissedilebilir,eğer bu sizde endişe uyandırıyorsa sol tarafınıza uzanıp bebek hareketlerini takip edin. 2 saat içerisinde 10 hareketten daha az hareket hissederseniz doktorunuza başvurun, bebek hareketlerinde ani yokluk hali tehlikeli bir durumdur böyle bir durumda hemen bir sağlık kuruluşuna başvurun. Şunu da belirtmek gerekir ki 32.hf da doğan bebeklerin hemen hepsi hayatta kalır ve normal bir yaşam sürerler.

8. AYDA ANNEDEKİ DEĞİŞİMLER
Gebelikten öncekine göre kalp hızı %20 artar, giderek büyüyen bebeğinizin karın içindeki büyük damarlara olan basısı nedeni ile varisler, spider venler dediğimiz damarsal pembe renkli ışınsal uzantıları olan görünümler, hemoroidler oluşabilir. Bu saydıklarımızın hepsi doğumdan birkaç hafta sonra ya tamamen azalır ya da kaybolur.
Bunlara ek olarak kan akışındaki artış nedeni ile gebelerin yarısında sabahları göz kapaklarında ve yüzde şişlik görülebilir. Gebelik hormonu olarak bilinen progesterondaki artış nedeni ile solunum hızı ve derinliği artar ki, bu da artan oksijen ihtiyacını karşılamanızı sağlar.
Gene hormonal nedenler,kan akışındaki artış ve süt bezlerindeki artış nedeni ile memelerde büyüme olur.

Rahim (uterus) kaslarıda doğum eylemine hazırlanmak için bu haftalarda yalancı doğum sancılarının hissedilmesine neden olur. Bu kasılmaları gerçek doğum ağrısından ayırmak için gerçek doğum sancılarının dinlenerek geçmemesi, giderek sıklığının ve şiddetinin artması, bununla beraber vajenden koyu kıvamlı bir akıntı, kanama ya da su gelmesinin eşlik edebileceğinin bilinmesi çok önemlidir, çünkü 37.hf dan önce ağrılı ve regüler kontraksiyonlar preterm eylem (erken doğum) işareti olabilir.

Gene uterusun idrar yolları ve kesesine olan basısı nedeni ile özellikle gülme-öksürme gibi karın içi basıncını artıran durumlarda idrar kaçırma olabilir, artan idrar yolu enfeksiyonu riskine karşı tüm gebelerin dikkatli olması gerekmektedir. Normalden daha sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, alt karın bölgesi veya sırt ağrısı olan gebeler hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. İdrar yolu enfeksiyonu fark edilmezse böbreklerinize zarar verebileceği gibi, erken doğumu da provake edebilir.

Bu dönemde olan ani vajinal kanama plasenta previa denen tıbbi acillerden birinin işareti olabilir, böyle bir kanama durumunda hemen doktorunuza başvurunuz.
Gebelerin çoğunda görülen karın derisi, üst kollar-bacaklarda, kalçada oluşabilen pembe renkli kalın çizgiler, çatlaklar oluşabilir. Bu çizgiler derinin gerilmesi, gebelikte artan kortisol adlı hormonun derideki elastik lifleri zayıflatması nedeni ile oluşurlar ve dışarıdan uygulanan krem ve yağların faydası yoktur. Gebelikten sonra bazen kaybolurlar, bazen iz kalır.


BU AYDA OLUŞABİLECEK ACİLLER
- Vajinal kanama
- Rahimde kasılmalar
- Şiddetli ya da sürekli başağrısı (beraberinde bulantı-kusma, bulanık görmenin olması)
- Şiddetli abdominal ağrı
- Bacakta kırmızılık ve şişlik ile beraber ağrı
- Kanama ya da ateş ile beraber ağrı
- Ağrı ya da ateş ile beraber kusma
- Yüksek ateş
- Vajenden sulu bol miktarda akıntı gelmesi
Bu durumlar yaşandığında vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurun!

7 AYLIK GEBELİK (YEDİ AYLIK HAMİLELİK)

7 AYLIK GEBELİK (YEDİ AYLIK HAMİLELİK)

GEBELİĞİN YEDİNCİ AYI
(25.-28. HAFTALAR ARASI DÖNEM)

Bebeğiniz bu dönemde de gelişmeye devam edecektir. Özellikle elleri büyüyecek, tırnakları gelişecek ve yumruk yapabilecektir ve ellerini vücudunun farklı bölgelerini fark etmek için kullanabilir. Kaşı ve kirpikleri oluşmaya başlayacak, saçları uzayacak ve sıklaşacaktır. Bebek hala kırmızı görünümdedir, ama her geçen gün yağ dokusu artar. Bebek doğuma kadar kilo almaya devam eder. Yavaş yavaş el ve ayak izleri oluşmaya başlar. 26. haftada bebeğin kilosu 500 gr ile 1 kg arasındadır. 27. haftada bebek doğacak bebeğin minyatür halidir. Küçük, ince ve daha kırmızıdır. Akciğerleri, bağışıklık sistemi ve karaciğerleri henüz tam gelişmemiştir.

28. haftada gözlerini açıp kapamaya başlar ve bu dönemde düzenli bir şekilde uyur ve kalkar. Yalnız bu yetişkin veya yeni doğmuş bir bebek şeklinde değildir. 20-30 dakika uyur ve tekrar uyanır. Anne çocuğun hareketlerini özellikle bu dönemin sonunda iyice fark eder. Özellikle otururken ve yatarken daha rahat hisseder. 28. haftanın bitiminde bebeğin boyu yaklaşık 24 cm, ağırlığı yaklaşık 1 kilodur.

28. haftanın bitiminde annenin gebeliğinin % 70 i bitmiştir. Annenin rahmi göbek ile göğüs kafesi arasına kadar büyümüştür, kan basıncı gebelik öncesine göre artmıştır. Bu dönemde anne çarpıntı hissedebilir. Bu his genellikle gebeliğin ilerleyen haftalarında geçer. Anne bebek hareketlerini özellikle en aktif olarak 27-32 haftalar arasında hisseder. Bu dönemde artan aktivite doğum ağrılarıyla karıştırılabilir. Yalancı doğum ağrıları düzensiz, uzun veya kısa sürelidir ve genellikle anne tarafından sayılamaz. Gerçek doğum ağrıları daha güçlüdür, uzun sürelidir ve düzenlidir. Bu ağrılar erken doğumun işareti olabilir. 1 saatte altıdan fazla düzenli gelen ağrılar doktorunuza haber vermenizi gerektirebilir. Anne yaklaşık bu dönemde her haftaya 1 kg alır.

7. ayda yapılacak önemli testler vardır:
Glikoz tolerans testi annede gebelikte oluşabilecek diabet hastalığını göstermek için uygulanır. Bu test 24-28 haftalar arasında uygulanır. Bu testle ilgili ayrıntılı bilgileri glukoz yükleme testi (şekerli su testi) konusunda bulabilirsiniz.

Yine bu dönemde önemli bir test kan uyuşmazlığı testi (IDC)'dir. Eğer anne Rh(-) baba Rh(+) ise bu test uygulanır ve annede bu ayın sonuna doğru Rh antikoruna bakılır. Eğer anne henüz antikor üretmemişse anneye Rh immünglobülün enjeksiyonu (kan uyuşmazlığı iğnesi) yapılır.

6 AYLIK GEBELİK (ALTI AYLIK HAMİLELİK)

6 AYLIK GEBELİK (ALTI AYLIK HAMİLELİK)

GEBELİĞİN ALTINCI AYI
(21.-24. HAFTALAR ARASI DÖNEM)


BU AYDA BEBEKTE GÖRÜLEN DEĞİŞİKLİKLER
21 HAFTALIK HAMİLELİK: Bebeğiniz içinde yüzdüğü sıvının bir kısmını yutmaya başlar ve böylece sindirim sisteminin gelişimine yardımcı olur. Ayrıca bu haftada bebeğinizin kan hücreleri kemik iliğinde yapılmaya başlar.

22 HAFTALIK HAMİLELİK: Bebeğinizin dokunma ve tat alma duyusu gelişmeye başlar. Bunları kendi üzerinde test etmeye başladığını ultrasonda parmak emmesi ya da vücudun değişik yerlerine dokunması şeklinde görebilirsiniz. Erkek bebeklerin testisleri karın içinden aşağıya doğru inmeye başlar. Kız bebeklerde rahim ve yumurtalıkları yerindedir ve vajinası gelişmiştir.

23 HAFTALIK HAMİLELİK: Bebeğinizin akciğerleri dışarıdaki hayata yönelik hazırlanmaya başlar. Eğer bu haftadan önce doğması durumunda akciğerlerin çalışma şansı yoktur. Aynı zamanda solunum hareketine de başlamıştır. Bu haftada doğan bebekler uygun yoğun bakım koşullarında bazen yaşatılabilmektedir, ancak çoğunlukla ciddi sakatlıklar görülmektedir (körlük, zeka geriliği…)

24 HAFTALIK HAMİLELİK: Genellikle bebek baş aşağı durma eğilimindedir. İç kulaktaki denge yapıları gelişmiştir. Bu haftada doğan bebeklerin yaklaşık %50 yaşama şansı vardır.


BU AYDA ANNEDE GÖRÜLEN DEĞİŞİKLİKLER
- Kan basıncı (tansiyon) normalden düşük seviyededir.
- Kan yapımı artmıştır. Bu sebeple vücutta demir ihtiyacı gebe olmayan kadına göre oldukça yüksektir.
- Diş etlerinizde gebeliğe bağlı kanamalar olabilir.
- Göğüs kafesi artmış solunuma bağlı genişler.
- Göğüs uçlarınızdan sarımsı ufak damlalar gelebilir. Bu doğumdan hemen sonra bebek için oldukça değerli maddeleri içeren ağız sütüdür.
- Rahimde ağrısız kasılmalar ara sıra oluşabilir. Ancak bu gerçek doğumdaki düzenli, gittikçe şiddetlenen, karın ve bel bölgesindeki ağrılı kasılmalar ile karıştırılmamalıdır. Eğer kasılmalarınız sizi endişelendiriyorsa, özellikle ağrılı hale gelmesi ya da saatte altıdan fazla olması durumunda doktorunuza başvurunuz, zira erken doğum işareti olabilir!

5 AYLIK GEBELİK (BEŞ AYLIK HAMİLELİK)

5 AYLIK GEBELİK (BEŞ AYLIK HAMİLELİK)

GEBELİĞİN BEŞİNCİ AYI
(17.-20. HAFTALAR ARASI DÖNEM)

17 HAFTALIK HAMİLELİK: Bu haftada bebeğin saç ve kaşları gelişir, hıçkırmaya başlar. Siz bunları duymasanızda hissetmeye başlarsınız özellikle ikinci gebeliğiniz ise. Bu haftada bebek doğduktan sonra ısı değişikliğine karşı vücüt ısısını dengeleyen kahverengi yağ dokusu oluşmaya başlar.

18 HAFTALIK HAMİLELİK: Bebeğin kemik yapıları güçlenmeye başlar, bacak ve iç kulak kemikleri ilk kemikleşmeye başlayan yapılardır. İç kulak kemiklerinin gelişimi ile birlikte bebeğin işitme sinirleride gelişir ve bebek sesleri duymaya başlar. Bebeğiniz sizin kalp atışınızı, mide seslerinizi ve göbek bağındaki kan akışını duyabilir. Bebeğin yutma fonksiyonuda gelişir ve rahim içinde hergün bir miktar rahim içi sıvısını (amnion sıvısı) yutabilir

19 HAFTALIK HAMİLELİK: Bu haftada bebeğin derisi çatlaklardan çizilmelerden koruyan verniks denilen yağlı beyaz bir madde ile kaplanır.
Bebeğin böbrekleri gelişmesine devam eder ve idrar yapmaya başlar
Bebeğin işitme duyusu iyice galişir, çok sayıda farklı sesleri duyabilir, hatta diyaloglarınızı bile. Bebeğinize şarkı söyler yada onunla konuşursanız , sizin sesinizi farketmesi mümkündür.
Bebeğiniz bu haftada kasları hareket ettiren sinirlerin gelişmesi ve beyin ile olan iletişiminin gelişmesi üzerine istemli olarak kas hareketlerini yapabilir, örnek olarak baş parmağını emmesi, başını haraket ettirmesi.

20 HAFTALIK HAMİLELİK: Bebeğin derisi iyice kalınlaşır ve derinin tabakaları oluşur. Bebeğin saçları ve tırnakları büyümeye devam eder. Bebek hareketleri anne adayı tarafından 20. hafta civarında hissedilmeye başlanır.


BU HAFTALARDA ANNEDEKİ DEĞİŞİKLİKLER
- Gebeliğinizin yarısına geldiniz ve rahminiz göbek çevresinde hissedilir.
- Bebeğin ilk hareketlerini hissetmeye başlarsınız, bu hareketler mide guruldaması veya mide içerisinde kelebek hareketleri gibi hissedilir, bu hareketler ilk olarak tedirgin eder. İlerleyen gebelik haftalarında bu hareketler düzenli olarak gelir.
- Bu ayda bebeğin büyümesini ve organların gelişmesini etkileyen hormonların artışı devam eder.
- Kan dolaşım sisteminiz genişlemeye devam eder. Kan basıncınız (tansiyonunuz) normalden düşük seviyededir bu yüzden yatar pozisyondan oturur duruma geçtiğinizde baş dönmesi, bulantı, bayılma hissi hissedersiniz.
- Vücudun kan yapımı artmaya devam eder. Bu artış daha çok plasma dediğimiz kan serumundadır. Kırmızı kan hücrelerinin artışı seruma göre daha az olduğu için demir ihtiyacı artar. Bundan dolayı yeterli kan yapımı için günlük 30 mg demir ihtiyacı vardır. Yeterli miktarda demir alınmazsa demir eksikliğine bağlı olarak kansızlık gelişir, bunun sonucunda da yorgunluk, halsizlik ve hastalıklara karşı dirençsizlik görülür.
- Bu aylarda gebeliğe bağlı rahatsız edici yan etkiler görülebilir; burun tıkanması, burun ve diş eti kanaması gibi. Bu değişiklikler buruna ve diş etine kan akımının artmasına bağlı oluşur.
- Solunum sisteminde progesteron dediğimiz gebelik hormonunun etkisine bağlı olarak akciğer kapasitesi genişler daha hızlı nefes alınıp verilir ve bazı bayanlar nefes darlığı hisseder.
- Sindirim sistemi gebelik hormonuna bağlı olarak tembelleşir, buna ve rahmin büyümesine bağlı olarak mide yanması ve kabızlık gelişebilir. Bunlar gebelikte sık karşılşılan durumlardır.
- Meme kan akımının artması ve süt bezlerinin gelişmesine bağlı olarak büyüklüğü yaklaşık olarak iki kat artar damarlar, daha görünür hale gelir.
- Rahminizin büyümesi ağırlık merkezinizi etkilediğnden dolayı ayağa kalkma, oturma ve yürümede zorluklara neden olur. Özellikle sırt ve alt karın bölgesinde ağrılar olabilir. Özellikle ani hareketlerden sonra rahminizi yerinde tutan birçok bağlardaki gerilmeye bağlı olarak kasık ağrısı veya kramp tarzı ağrılar hissedersiniz. Bu durum çok ağrı verici olmasına rağmen
zarar verici değildir.
- Rahminizin büyümesine ve idrar yolları kaslarının gevşemesine bağlı olarak idrar akımı yavaşlar ve idrar yolu enfeksiyon riski artar. İdrar yolu enfeksiyon belirtileri; idrar yaparken yanma, karın ağrısı, ateş, sırt ağrısıdır. Bu gibi durumlarda doktorunuza başvurun bu tür enfeksiyonlar erken doğum riskini artırır.
- Bu aylarda vajinal akıntı daha da artar, hormonlara bağlı olarak ince beyaz renkli akıntı normaldir. Eğer akıntı yeşil veya sarı renkli kötü kokulu ve kaşıntıya bağlı olarak kırmızımsı ise bunlar enfeksiyona bağlı olabilir, tedavi edilmelidir.
- Ciltte değişiklikler başlar özellikle 4. ayla birlikte meme ucu, göbek, koltukaltı, dış cinsel organ renklerinde koyulaşmalar olur. Endişelenmeye gerek yoktur. Doğumdan sonra kaybolur. Fakat benlerde değişiklikler oluşuyorsa veya yeni oluşan benler varsa böyle durumlarda doktorunuza başvurmalısınız.
- 20 haftadaya ulaşıldığında yaklaşık olarak 4-5 kilogram alınmalıdır.


Aşağıdaki Durumlarda Doktorunuza Başvurmalısınız:
- Lekelenme şaklinde kanama, birgünden uzun süren kanama, şiddetli kanama, ağrı kramp ve ateşin eşlik ettiği herhangi bir kanamada, parça düşürmede hemen doktora başvurulmalıdır.
- Şiddetli ve geçmeyen baş ağrısı, bulantı, kusma, baş dönmesi, görme bulanıklığı, şiddetli kasık ağrısı, bacaklarda şişme ve kızarıklıkla görülen ağrı, ateş veya kanamanın eşlik ettiği ağrılarda hasta hemen doktora başvurmalıdır.
- Şiddetli kusma
- Soğuk algınlığı, ateş, vajinadan bol miktarda sulu akıntı gelmesi
- Ağrılı idrar yapma

4 AYLIK GEBELİK (DÖRT AYLIK HAMİLELİK)

4 AYLIK GEBELİK (DÖRT AYLIK HAMİLELİK)

GEBELİĞİN DÖRDÜNCÜ AYI
(12.-16. HAFTALAR ARASI DÖNEM)

Annenin gebelikte sağlıklı olması sağlıklı bebek doğurması antenatal takiple sağlanır. Bu kontrollerde olabilecek sağlık sorunları erkenden belirlenebilir, gerekli önlemler zamanında alınabilir, doğumun doğru zamanda ve en iyi koşullarda yapılması sağlanır.

- Gebelikte sağlık bakımı ilk 3 ay içinde başlamalı ,başlangıçta aylık kontroller yapılırken son trimesterda kontrol araları duruma göre sıklaştırılmalıdır.
- Her gebelik ayı kontrolünde ağırlık ölçümü, tansiyon ölçümü, bebeğin büyümesinin takibi, gebenin varsa mevcut şikayetleri değerlendirilir.

12 HAFTALIK HAMİLELİK
- Mesane üzerindeki rahimin baskısı ortadan kalkar ve sık idrara çıkma şikayetleriniz hafifler.
- Bebeğiniz bu haftadan itibaren artık parmağını da emmeye başlar
- Bebeğin tüm organları artık oluşmuştur. Bu haftadan itibaren yapısı ve işlevleri belirlenmiş olan organlar artık hacim olarak büyümeye başlarlar. Parmaklarda tırnaklar ortaya çıkmıştır ve saç ve tırnaklar uzamaya başlar. Barsakta peristaltik sindirim hareketleri başlamıştır
- Bu haftadan itibaren bebeğinizin kalp atışları 120-140/dk. arasındadır ve doğuma kadar da bu hızda atmaya devam eder.
- Bulantılar bu haftadan itibaren artık azalmaya başlarlar ve yorgunluk şikayeti de azalır.

13 HAFTALIK HAMİLELİK
- Bu dönemde karnınızda ve özellikle de sağ kasığınızda ağrılar ortaya çıkabilir. Bu ağrılar büyümekte olan rahmin, rahimi yerinde tutan bağları ve özellikle de ligamentum rotundum (round ligament, yuvarlak bağ) adlı yapıyı germesinden kaynaklanan ağrılardır. Uterusun yuvarlak bağa göre daha hızlı büyümesinden kaynaklanan bu ağrılar çok uzun süreli olmazlar ve ligamentlerin uyum sağlamasıyla ortadan kaybolurlar.
- Bu dönemde özellikle erkek bebeklerin ultrasonda cinsiyetleri belli olabilir ancak bebeklerin cinsiyetleri sıklıkla 16. hafta ve sonrasında görülür
- Barsaklar karın içine olan göçlerini tamamlamak üzereler. Karaciğer safra üretimine, pankreas da insülin üretimine bu gebelik haftasında başlar.

14 HAFTALIK HAMİLELİK
- Gebeliğin erken dönemlerinde ortaya çıkan şikayetlerin önemli bir kısmı kaybolur ve vücut gebeliğe uyum sağlamıştır. Yorgunluğunuz devam ediyorsa istirahat etmeye devam etmelisiniz. -- Gebelik hormonlarınızın en yüksek seviyeye ulaşması ile bulantı ve yorgunluk hissi azalır.
- Kabızlık şikayeti ortaya çıkabilir. Lifli besinlerden zengin beslenmeli, tuvalet ihtiyacınızı ertelememelisiniz. Kabızlık şikayetiniz sizi çok rahatsız ederse doktorunuzun önerisine göre çeşitli ilaçları kullanabilirsiniz.
- Bu gebelik haftasından itibaren göğüslerinizde ve karnınızdaki toplardamarların daha da genişlemiş olduğunu fark edebilirsiniz. Meme uçlarınız büyür ve rengi koyulaşmaya başlar. Meme dokusu emzirme için yapmaya başladığı hazırlıkları hızlandırmaktadır.
- Bebeğiniz bu haftadan itibaren solunum yapma çalışmalarına hız verir. Gözler ve kulaklar gelişimini sürdürmekte, boyun uzamaktadır. Bebeğin başı daha da hareketlenmiş ve çenesine yaslanmış sabit pozisyonundan kurtulmuştur. Bebeğiniz artık ellerini ve ayaklarını kendi isteğine göre serbestçe hareket ettirmektedir.
- Bebeğinizin kalp atışları bu dönemde doppler cihazı yardımıyla duyulabilir.

15 HAFTALIK HAMİLELİK
- Elinizi karnınıza koyduğunuzda elinize top gibi, yumuşak bir kitle gelecektir. İşte bebeğiniz buradadır.
- Bebeğinizin kemik ve kas dokusu bu gebelik haftasından itibaren biraz daha hızlı gelişmeye başlar. Cildi bu haftada çok ince ve şeffaftır, ve cilt yüzeyinde belirgin damar yapıları izlenir. Lanugo adı verilen ipeksi cilt tüyleri de bu haftadan itibaren gelişmeye başlar. Bu tüyler 26. haftaya kadar varlığını sürdürür.
- Bu gebelik haftasında yapılan bir ultrasonda erkek bebeklerin testis ve penislerinin görülmesiyle büyük doğrulukla cinsiyet belirlenebilir ancak elbette gebeliğin daha ileri haftalarına kadar ve hatta bebek doğana kadar cinsiyeti belirlenemeyen bebekler de olabilir. Bu bir yandan bebeğin pozisyonuyla, öte yandan cinsiyetiyle (kız bebekler daha geç tanınır) ilgilidir.

16 HAFTALIK HAMİLELİK
- Bu haftalardan itibaren yüzünüzde ve vücudunuzun güneşe maruz kalan bölgelerinde lekelenmeler oluşmaya başlayabilir. Güneşe çıktığınızda koruyuculuğu yüksek güneş kremleri kullanarak bu lekelerin oluşumunu büyük oranda engelleyebilirsiniz. Bu lekeleri makyajla kapatmanızda bir sakınca yoktur.
- Bu haftadan itibaren özellikle daha önceden doğum yapmış anne adayları bebeklerinin hareketlerini hissetmeye başlayabilirler
- Damarlarınızdaki toplam kan miktarı tüm gebelik boyunca, gebelik öncesine göre %40-50 oranında artar. Bu artış gebeliğin en erken dönemlerinde başlar ve 16. haftada hızlanır. Kan miktarının bu kadar artmış olması burun tıkanıklığı ve burun kanaması gibi belirtilere neden olabilir.
- Artan kan hacmi büyüyen bebeğinizin ihtiyaçlarının karşılanması açısından önemlidir. Bu nedenle kalbiniz daha çok çalışır.
- Bebeğinizde nöral tüp defekti ve Down sendromu risk belirlemesi yapan Üçlü test ideal olarak 16-20 gebelik haftaları arasında uygulanır.